Akran zorbalığı kısaca, aynı yaş grubundaki kimi çocukların diğerlerine kaba davranması, onları rahatsız etmesi hatta şiddet uygulaması olarak tanımlanabilir. Tabi bu zorbalık her iki çocuk için de oldukça büyük sorunlara yol açabilecek ve düzeltilmesi gereken bir problemdir. Bu noktada iş ebeveynlere ve okul görevlilerine düşmektedir. Bunun içinse sorunun çözülmesinde rol alacak yetişkinlerin konu ve çözüm yolları hakkında yeterli bilgiye sahip olması gerekir. Bu konunun halledilme aşamasında bir uzman görüşü alınmaz ve gerekli farkındalık edinilmezse her iki çocuk için de daha büyük ruhsal problemler oluşabilir.
Akran zorbalığına daha çok bulunduğu çevrede diğerlerinden fiziksel ya da zihinsel açıdan farklı çocuklar maruz kalmaktadır. Akranları tarafından bu tip kötü muamelelere maruz kalan çocuklardan küçük bir kısmı gerek ailesinden aldığı eğitim gerekse kendini ifade edebilme ve sorunlarını açabilmedeki özgüveni sayesinde çabucak fark edilip bu durumun doğuracağı psikolojik ve fiziksel etkilerden kurtulabilmektedir. Bu durum ile karşılaşan çocukların büyük bir çoğunluğu ise içe kapanıklıkları ve zayıflıkları dolayısıyla kendilerini öğretmenlerine ve ailelerine ifade edemeyebilirler. Bu zorbalık türü en kötü durum olan fiziksel şiddete kadar varmayınca çoğu zaman aileler tarafından fark edilemez. Orta okul ve lise çağındaki gençlerin ülkelere göre değişmekle birlikte yüzde onu okul ve sosyal hayatında bu tip zorbalıklara maruz kalmaktadır. Ergenlik öncesi gençlerde oldukça popüler olan bu durumun önlenebilmesi için ebeveynler ve öğretmenlere kritik görevler düşüyor;
Öncelikle akran zorbalığının türleri bilinmelidir. Bu zorbalık türleri etkileri ve türleri bakımından birkaç başlıkta ele alınabilir. Bunlardan ilki sözlü zorbalıktır, genel olarak zayıf karakterli çocukların fiziksel görünümleri nedeniyle telli, şişko, sarı, kepçekulak gibi lakaplarla anılmasıyla meydana gelir. Genellikle çevresinin çoğu tarafından bu lakaplara maruz kalırlar ve zamanla dışlanmaya başlarlar. Bu zorbalık türü çocukta yalnızlık ve değersizlik hissine neden olur ve birey öz saygısını yitirmeye başlar. İlerleyen safhalarda daha içine kapanık, hassas ve sürekli düşünen bir çocuk haline gelebilir. Bu semptomlar çocukta ruhsal çöküntüye ve depresyona neden olabilir. Eğer bu gibi değişimleri çocuğunuzda gözlemliyorsanız okul ile iletişime geçmeli ve bu durumun ardını araştırmalısınız. Bir sonraki zorbalık türüyse fiziksel olanıdır. Ondan daha güçlü olan biri tarafından ona bazı şeyler yaptırılmaya çalışılabilir veya elinden değerli şeyleri alınmak istenebilir, çocuk buna karşı çıktığında itilip kakılacak ve fiziksel olarak zarar görecektir. Kızlar arasında sözlü zorbalık daha yaygınken erkekler arasında fiziksel zorbalık kendini daha çok gösterir. Böylesi bir zorbalığa maruz kalan birey kalıcı fiziksel hasarlar alabilir. Bunun yanında, yaşadığı baskı ve sıkıntı sebebiyle kendini ifade edememe, haklarını savunamama gibi çekingen ve ürkek tavırlar geliştirebilir. Bu baskının uzun süre devam etmesi çocuğun hayatını etkileyebilecek fiziksel ve ruhsal sıkıntılara kapı aralar.
Daha çok iki türde karşımıza çıkan akran zorbalığıyla baş etmek için ailelerin çocuklarıyla güvende hissedebileceği ve hiçbir koşulda yargılanmayacağını bildiği bir iletişim kurmaları iyi olacaktır. Ailesine güvenen ve onlardan çekinmeyen bir çocuk yaşadığı her sıkıntıyı rahatça ailesiyle paylaşabilecektir. Bunun yanında okul yönetimlerinin ve rehberlik servislerinin bu konu hakkında sürekli bir bilince sahip olmaları ve öğrencilere bu duruma karşı nasıl bir tavır takınmalarına ilişkin verecekleri eğitimler, çocukların farkındalığını arttıracaktır.