DEHB’da Bilişsel Davranışçı Terapi

DEHB’da Bilişsel Davranışçı Terapi

Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu tedavisinde kullanılan iki ana tedavi metodu vardır; bunlardan biri ilaç tedavisiyken diğeri de psikoterapi yöntemidir. İlaç tedavisi psikiyatri alanında uzman hekimler tarafından uygulanan ve stimulanlar, atomoksetin gibi sınıflara giren ilaçların belirli dozlarla hastaya vermesiyle yapılan bir tedavi yöntemidir. Bu guruptaki ilaçlar her ne kadar birçok hastada etkisini gösterse de tedavi sürecinde eksik kaldığı ve olumsuz sonuçlar doğurduğu durumlarda olmuştur. Hem ilaç tedavisinde eksik kalan kısımları tamamlamak hem de olası yan etkilere karşı bir psikoterapi yaklaşımı olan Bilişsel Davranışçı Terapiye baş vurulur. Aynı zamanda alınan sonuçlar çoğu zaman ilaç tedavisinden çok daha hızlı ve etkindir.

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) de öncelik terapi sürecinin aile, hasta ve terapist ekseninde ilerlemesidir. Çünkü DEHB rahatsızlığında ailenin içerisinde bulunduğu farkındalık durumu ve hastaya karşı tutumları terapi sürecinin seyrini belirlemede önemli bir rol oynamaktadır. BDT de terapist bu şartın sağlanmasından sonra hem ailesinden hem de hastanın kendisinden rahatsızlıklarıyla ilgili bir yaşam öyküsü alır. Hastasını tanımak ve hastalığın düzeyini öğrenmek ister; hangi davranışların ne sıklıkla yapıldığı, hangi durumlarda bu tip davranışlara baş vurulduğu, hangi davranışların çevresi ve ailesini rahatsız ettiği ya a yıkıcı sonuçlara yol açtığı gibi sorulara yanıt aranır. Elde edilen cevaplar listelenir ve önem düzeyine göre sıralanır. Bu şekilde terapiye nereden başlanacağı, hangi metotlara baş vurulacağı hakkında bir kılavuz elde edilmiş olur.

Bir sonraki adım ailenin bu rahatsızlık karşısında nasıl tavır almaları gerektiği hakkında bir bilgilendirme almaları olacaktır. Örneğin; çocuğa nasıl tepki verileceği, nasıl uyarılması gerektiği, tutumlarına devam ettiği gözlemlendiğinde ne gibi müdahalelerde bulunacağı gibi çocuğun karakteristik özelliklerine ve rahatsızlığın düzeyine göre uzman eşliğinde bir uygulama programı oluşturulur. Bu uygulamalar arasında “genel olmayan, konuya yönelik sözlü telkinler; ödül ve ceza sisteminin oransal olarak nasıl uygulanması gerektiği” gibi genel genel prosedürler de yer alır.

Üçüncü adımdaysa terapist tamamen hastanın kendisine dönerek; onun bu rahatsızlıkla nasıl baş etmesi gerektiğini öğretir, kişiyi bilinçlendirir, hayat kalitesini yükseltir, duygusal anlamda destek sağlar.