Disiplin anne babaların kafasını en çok karıştıran kavramlardan biridir. Çünkü disiplin kelimesi uzun zaman cezalandırma kavramı ile benzer şekilde kullanılmış ve negatif bir anlam kazanmıştır. Oysaki çocuklarda disiplin, gelişimlerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Çocuğu cezalandırmayı değil, ona yol göstermeyi, doğru seçimler yapabilmeyi hedefler. Çocuğa sınırlar koymayı, bu sınırların ve kuralların gerekliliğini öğretmeyi amaçlar.
Peki çocuk disiplinine kaç yaşında başlanır? Bu soru ebeveynlerin sıkça sorduğu bir sorudur. Çocukların disiplini için belli bir yaşı beklemek anlamsızdır. Çocuğunuz yeni doğduğu andan itibaren sizin dünyanıza girer ve bu dünyanın sınırları içerisinde yaşamaya başlar. Siz de onu daha ilk günlerden itibaren kurallara alıştırabilir, iyiliği için yol göstererek disipline edebilirsiniz.
Yeni Doğanlarda Disiplin
İlk aylarda bebeğimizi şımartmak çok mümkün değildir. Onun beslenme ve uyku gibi temel gereksinimlerini yerine getirmenin yanı sıra ihtiyacı olan güvenlik hissini de vermemiz zorunludur. Kendini güvende hisseden bebek bir süre sonra başına bir şey gelmeyeceğini düşünerek dış dünyaya adım atacak ve bağımsızlığını kazanacaktır. Bu nedenle bebeğe sık sık sarılmak ve kucaklamak onu güvende hissettirecektir.
4 – 7 Aylık Bebeklerde Disiplin
4-7 Aylık dönem artık bebeğinizin sadece ihtiyaçlarını değil, isteklerini de sergilemeye başladığı dönemdir. İstek ve ihtiyaçları ayırarak çocuğu için doğru seçimleri yapmak anne babaların görevidir. Örneğin uyku bir ihtiyaçtır ancak sürekli sizin kucağınızda uyumak bir istektir. Çocuk keşfetmeye ve bir şeyleri eliyle kavramaya da bu dönemde başlar. Örneğin kulağınızdaki küpe ya da gözlüğe hamle yapabilir. Bu durumda HAYIR ya da OLMAZ gibi negatif bir sözcük kullanmak yerine sadece küpenizi çıkarın ve bir kenara koyun. Bu çocuğun gelecekteki davranışları için temel oluşturacak bir yöntemdir.
7 – 12 Aylık Bebeklerde Disiplin
Çocuğunuz bu dönemde ev içerisinde daha çok hareket edecek ve keşfe çıkacaktır. Öncelikle evinizi çocuklar için güvenli bir hale getirin ve çocuğunuza güvenle oynayabileceği alanlar yaratın. Ardından çocuğunuza sürekli HAYIR demeyi bırakın. Çünkü bu çocuğunuzun dünyanın sadece sınırlara sahip bir yer olduğunu düşünmesine neden olur. Onun yerine kendine zarar verebileceği bir şeye yaklaştığında “Bunu yapmak istediğini biliyorum ama bu sana zarar verebilir. Onun yerine bununla oynamaya ne dersin?” deyin.
Çocuğunuz yine bu dönemde ayrılık anksiyetesi yaşamaya başlar. 2 dakika mutfağa gittiğinizde bile ağlamaya başlar. Her ağladığında koşarak yanına gitmeyin. Bunun yerine bulunduğunuz yerden “Annen şimdi mutfakta, birazdan gelecek yanına” diyebilirsiniz.
12 – 18 Aylık Bebeklerde Disiplin
12-18. aylarda çocuğunuz ses tellerini test etmeye başlar. Evin içerisinde sesini istediği kadar yükseltmesi problem olmasa da kalabalık ve kamuya açık alanlarda çocuğunuzun sürekli bağırması problem olabilir. Bu durumun önüne geçmek için yanınızda sessiz oyuncaklar taşıyın. Çocuğunuzun bunlarla meşgul olmasını sağlayın. Bağırdığı zaman asla siz de sesinizi yükseltmeyin ya da gülmeyin. Bu onu cesaretlendirecektir. Onun yerine “Kalabalıktayken sessiz konuşuyoruz.” deyin. Çocuğunuz bunu hemen anlamasa da sürekli bu mesajı vermeniz sonucu bir süre sonra bu davranışı içselleştirecektir.
18 – 24 Aylık Bebeklerde Disiplin
Bu aylar, çocukların daha çok konuştuğu ama duygularını ifade edemediği aylardır. Bunun neticesinde sık sık öfke nöbetleri yaşayabilirler. Bu noktada onlara yol göstererek disipline etmek gerekir. Örneğin bir şeye uzanamayan çocuk sinirlenmeye başladığında ona duygularını tanıtacak ve ifade edecek şekilde yol gösterin ve “Şuna uzanamadığın için sinirleniyorsun. İstersen ben senin için onu alabilirim.” deyin.
Vurma, ısırma gibi davranışlarda da çocuğu hemen uzaklaştırmak ve ısırmanın acıttığını söylemek önemlidir. Ayrıca anne babaların çocuklarının ne zaman öfkelenerek bu tür davranışlara başvurduğunu gözlemlemesi ve bu durum için önlem alması gerekir. Çocuğun sinirlendiği durumlarda şarkı söylemek, bir oyun oynamak gibi dikkatini dağıtan şeyler sunmak da öfke krizlerinin daha kolay atlatılmasını sağlar.